KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMADA HAFTA TATİLİ
Kısmi süreli çalışma biçimi, ilk
kez 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen; söz konusu düzenlemelerin,
kısmi süreli çalışanın birtakım haklarını yeterli bir açıklığa kavuşturduğu
söylenemez. Bu bağlamda kısmi süreli çalışan işçilerin hafta tatiline hak kazanıp
kazanmayacakları doktrinde önemli bir tartışma konusudur. Şöyle ki; Kanunun kısmi
süreli çalışmayı düzenleyen 13.maddesi, bu hususta herhangi bir düzenlemeye yer
vermediği gibi; hafta tatili ücretinin ödenmesini öngören 46.maddesi de, konuya
doğrudan açıklık kazandırmış değildir. Dolayısıyla kısmi süreli çalışan işçinin
hafta tatili ve ücretine hak kazanıp kazanmayacağı, mevcut yasal düzenlemelerin
ve Kanunun madde gerekçelerinin yorumlanması ile Yargıtay’ın konuyla ilgili
görüşleri üzerinden belirlenip uygulanacaktır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki;
daha önce de değindiğimiz üzere konuyla ilgili Kanun veya yönetmeliklerde açık
bir düzenleme bulunmamasından dolayı doktrinde Kanun hükümlerinin farklı
yorumlanmasından sebeple birkaç farklı görüş mevcuttur. Bununla birlikte
çalışma hayatında ise Yargıtay kararlarıyla düzenlenmiş olan bir uygulama
bulunmaktadır.
A. Kısmi Süreli Çalışanların Tamamının Hafta Tatili Ücretine Hak Kazanacağı
Görüşü
İşçinin, yedi günlük bir zaman
dilimi içerisinde 24 saatlik hafta tatiline hak kazanabilmesi için, sözleşmeler
ile farklı bir çalışma süresi kararlaştırılmamışsa, hafta tatili gününden
önceki iş günlerinde çalışarak 45 saatlik çalışma süresini tamamlamış olması
gerekmektedir. Ancak, bu kuralın, mutlak anlamda uygulanan bir yasal düzenleme
olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Nitekim hafta tatili uygulamasında
çalışılmış gibi kabul edilecek durumlar ile 66.maddeye göre çalışma süresinden sayılan
haller bu kurala istisnadır.
Hafta tatiline ilişkin yasal
düzenlemede dikkat çeken bir diğer husus da, haftalık çalışma süresi konusunda herhangi
bir alt sınırın getirilmemiş olmasıdır. Nitekim bu konuda atıfta
bulunulan 63. maddede de, haftalık çalışma süresi konusunda sadece üst sınır
belirtilmiştir. Bu durumda da, hafta tatilinden önceki iş günlerinde
çalışılması koşuluyla hafta tatiline hak kazanılabilecektir.
Bilindiği üzere, kısmi süreli iş
sözleşmelerini tam süreli iş sözleşmelerinden ayıran husus da, haftalık normal
çalışma süresinin, tam süreli çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az
belirlenmiş olmasıdır (m. 13/I). Bu durumda, hafta tatilinden önceki iş
günlerinde çalışılması koşuluyla, kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan bir işçi
de hafta tatilinden yararlanabilecektir.
Kısmi süreli iş sözleşmeleri
açısından, uygulamada ortaya çıkabilecek tek sorun, haftalık çalışma
süresindeki azaltmanın, günlük çalışma sürelerinin kısaltılması yoluyla değil
de, işçinin haftanın belli günlerinde çalışmamasının kararlaştırılması yoluyla
yapılmasıdır. Bu durumda, kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçi, tatil
gününden önceki iş günlerinin tamamında çalışmamış olacağından, hafta tatiline
hak kazanması da söz konusu olamayacaktır. Boşta geçen bu süreleri, yasal
düzenlemedeki açıklık nedeniyle, çalışılmış gibi sayılan sürelerden saymak da
mümkün olamayacaktır. Bu işçilerin, hafta tatilinden önceki iş günlerinin
tamamında çalışmadıkları göz önüne alınarak, hafta tatilinden
yararlanmamalarının doğal olduğu ileri sürülebilecektir. Ancak, uygulamada, bu
şekilde çalışan işçilerin birçoğu, kalan zamanlarını da başka işlerde çalışarak
geçirmekte, dolayısıyla birden fazla kısmi süreli iş sözleşmesiyle
çalışmaktadırlar. Bu şekilde çalışan işçilerin her bir çalışmaları ayrı ayrı
değerlendirildiğinden, fiilen tam süreli olarak çalışmalarına karşın hafta
tatilinden yararlanamamaktadırlar. Bu durumun, Anayasanın 50. maddesine uygun
olduğunu söyleyebilmek de mümkün değildir. Bu nedenle, yapılacak olan
bir yasal düzenlemeyle, bu şekilde çalışan işçilerin toplam çalışma süreleri
göz önünde bulundurularak hafta tatili haklarının düzenlenmesi yerinde
olacaktır.
Hafta tatili ücretinin
belirlenmesi konusunda ise kısmi süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin
bölünebilir menfaatlerinin, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreyle
orantılı olarak ödeneceği Kanun’un 13’üncü maddesinde belirtilmiştir. Aynı
esasın hafta tatili ücretinde de uygulanmaması için herhangi bir sebep
bulunmamaktadır. Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin çalışma
süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçinin çalışma süresine
oranı tespit edilecek; daha sonra, bu oran, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan
emsal işçiye ödenecek hafta tatili ücretine uygulanarak, kısmi süreli iş
sözleşmesiyle çalışan işçiye ödenecek hafta tatili ücreti belirlenecektir.
B. Haftanın 6 İş Günü Kısmi Süreli Çalışan İşçilerin Hafta Tatili
Ücretine Hak Kazanacağı Görüşü
Öğretideki bu görüşe göre kısmi
süreli çalışanlardan bazılarının ücretli hafta tatiline hak kazanacakları ileri
sürülmektedir. Söz konusu görüşe göre, “kısmi süreli bir sözleşmeyle haftanın bütün
iş günlerinde(hafta tatilinden önceki 6 iş günü) belli saatlerle çalışan bir
işçi de çalışmadığı hafta tatili günü için bir iş karşılığı olmaksızın bir
günlük ücrete hak kazanacaktır.’’
Bu görüşün kaynağı, Kanunun 63.
maddesinin çalışma sürelerine getirdiği esneklik ve kısmi süreli çalışmanın
hükümlerini belirleyen 13.maddesinin gerekçesinde, “... kısmi süreli İş sözleşmesine
göre çalıştırılan bir işçi, işyerinde haftanın iki iş günü iş görmeyi
üstlendiğinde bu çalışma düzeni itibarıyla hafta tatili ücretine hak
kazanamayacağı gibi, öğleden sonra çalışmaya başlayan işçinin, işverenin
sabahları işe başlamak üzere tahsis ettiği servis aracından veya öğle
yemeğinden yararlanması da mümkün değildir ...” denilmek suretiyle
sadece haftanın 2 iş günü gibi bazı günlerinde çalışan işçilerin hafta tatiline
hak kazanamayacağını belirtmesidir.
C. Aksi Görüş (Kısmi Süreli Çalışanların Hafta Tatili Ve Ücretine Hak
Kazanamayacakları)
İşçinin hafta tatili ücretine hak kazanabilmesi için, esas
olarak, tatil gününden önce İş Kanunu’nun 63. maddesi uyarınca belirlenen iş günlerinde
çalışmış olması şarttır. Haftalık 45 saatlik çalışma süresi ister haftanın çalışılan
tüm günlerine ve isterse bazı günlerine eşit veya farklı bölünerek uygulanmış olsun,
bu durumdaki tüm işçiler, değişik uygulamalara göre belirlenmiş günlerde ve
toplam 45 saat çalışmış bulunmak koşuluyla, hafta tatili ücretine hak
kazanacaklardır.
Hafta tatili ücretini düzenleyen
İş Kanunu’nun 46.maddesinin atıfta bulunduğu, “aynı Kanun’un 63. maddesi”,
kısmi süreli çalışmayı ve kısmi süreli bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan
işçileri kapsamamaktadır. Çünkü 63.madde hükmünde söz konusu olan esneklik; 45
saatten daha kısa bir süreyle çalışmayı içeren kısmi çalışma değil, haftalık
toplam veya ortalama 45 saatin muhafaza edildiği çalışma biçimleridir.
Buradaki esnekliğin, kısmi
süreyle çalışan işçilerin hafta tatili ücretiyle hiçbir ilgisi yoktur. Nitekim haftanın
birkaç günü çalışmak suretiyle esnek çalışma modeli içinde bulunan bir işçi, haftalık
45 saati doldurmadığı sürece, İş Kanunu’nun 63. Maddesine göre belirlenen iş
günlerinde çalışmış olma koşulunu yerine getirmediğinden hafta tatili ücretine
hak kazanamaz. Buna karşılık, günde 15 saatten haftada üç gün süreyle esnek
çalışan bir işçi; İş K. m. 63 hükmünün gereğini yerine getirdiğinden hafta tatili
ücretine hak kazanır.
Öte yandan belirtilen durumdaki
işçiler, tek bir iş yerinde çalışmadıkları takdirde, bu mantık içinde birden
fazla hafta tatili ücretine hak kazanma gibi isabetli ve haklı
görülemeyecek bir sonuçla karşılaşılacaktır. Ayrıca, hafta tatili ve ücreti,
bölünebilir nitelikte değildir. Bu bakımdan, belli ölçüde bir süreyle kısmi
süreli çalışanlara(haftanın 6 iş günü) bu ücretin ödenmesini, diğer kısmi
süreli çalışanlara ise ödenmemesini kabul etmek, hukuken isabetli olmayan
sonuçlara götürecektir.
Bunlarla birlikte İş Kanunu
46’ncı maddesi de, hafta tatili ücretine hak kazanma da çalışılmış günler gibi
hesaba katılacak durumları tek tek sayma ve belirleme yoluna gitmiştir. Bunlar
içinde, kısmi çalışma türlerine yer verilmiş değildir. Kısmi süreli çalışanların
veya bunlardan bazılarının hafta tatili ücretine hak kazanacağı yasa koyucu
tarafından benimsenmiş olsaydı, bunların kısmi süreli çalışma içinde
çalışmadıkları sürelerin 46’ncı madde hükmünde belirtilmesi gerekirdi ki, yasa
koyucu, ne Kanun maddesinde ne de gerekçelerinde bunu belirtmemiştir.
Dolayısıyla kısmi süreli çalışanlara hafta tatili ücreti ödenmesini zorunlu
kılacak bir yasal dayanak mevcut değildir.
ÖRNEK YARGITAY KARARI
İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/13
T.C Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2009/44744 Karar No. 2009/33940 Tarihi: 08.12.2009
·
KISMİ
SÜRELİ ÇALIŞMA
·
KISMİ
SÜRELİ ÇALIŞMADA AYRIMCILIK YASAĞI
·
KISMİ
SÜRELİ ÇALIŞMADA KIDEM HESABI
·
KISMİ
SÜRELİ ÇALIŞMADA HAFTA TATİLİ - YILLIK İZİN
ÖZETİ: 4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi kapsamında çıkarılan İş
Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 6. maddesinde, "
İşyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi
oranına kadar yapılan çalışma kısmi süreli çalışmadır". Gerekçede
"üçte ikisinden az" olan çalışma ifadesi kullanılmışken, yönetmelikte
üçte iki oranına kadar yapılan çalışmalar kısmi çalışma sayılmıştır. Bu durumda
emsal işçiye göre 45 saat olarak belirlenen normal çalışmanın taraflarca 30
saat ve daha altında kararlaştırılması halinde, kısmi süreli iş sözleşmesinin varlığından
söz edilir.
Buna göre, kısmi çalışma ister
haftanın bir veya bazı günleri çalışma şeklinde gerçekleşsin, ister her gün
birkaç saat şeklinde olsun, işçinin işyerinde çalışmaya başladığı tarihten
itibaren bir yıl geçince kıdem tazminatı hakkının doğabileceği ve izne hak
kazanacağı Dairemizce kabul edilmiştir (Yargıtay 9. HD. 4.6.2001 gün 2001/6848
E, 2001/9525 K). Hesaplamada esas alınacak ücret ise işçinin kısmi çalışma
karşılığı aldığı ücret olmalıdır. Kısmi süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışan
işçi yönünden ihbar önelinin de iş ilişkisinin kurulduğu tarih ile feshedilmek
istendiği tarih arasında geçen süre toplamına göre belirlenmesi gerekir.
1475 sayılı Yasanın 41.
maddesinde, hafta tatiline hak kazanabilmek için önceki 6 günde günlük iş sürelerine
göre çalışmış olmak şartı bulunmaktaydı. 4857 sayılı İş Kanununda ise, haftalık
iş süreleri çalışılan günlere farklı şekilde dağıtılabileceğinden, hafta tatili
tanımı değişmiş, işçinin 63. maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışılmış
olması kaydıyla 7 günlük zaman dilimi içinde kesintisiz 24 saat dinlenme hakkı
öngörülmüştür. 63. maddede ise, genel bakımdan iş süresinin haftalık en çok 45
saat olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle 4857 sayılı İş Kanununun uygulandığı
dönemde, haftalık çalışma süresinin 45 saati bulamayacağından, işçinin hafta
tatiline hak kazanması mümkün olmayacaktır.
Yıllık Ücretli izin
Yönetmeliğinin 13. maddesinde kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışan işçilerin
izin hakkı bakımından tam süreli işçilere göre farklı bir uygulamaya tabi
olamayacakları açıklanmıştır. Bu durumda bir yıllık çalışma süresini dolduran
kısmi süreli çalışan işçinin 14 gün izin hakkı vardır.