4857
sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesinde yapılan yollamayla halen yürürlükte
bulunan Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun
14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik
işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme
bağlamıştır. Buna göre, kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin
hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla
birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde
gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır.
İhbar tazminatı bakımından ise, mülga 1475 sayılı İş Kanunu
14. maddesinde kıdem tazminatı yönünden getirilen düzenlemeye paralel bir düzenleme mevzuatta
yer almadığından, aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde
çalışılan sürelerin birleştirilmesi suretiyle ihbar tazminatı hesaplaması yapılması
mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, her bir çalışma dönemi için ayrı ayrı
değerlendirme yapılarak, iş akdinin ihbar tazminatını gerektirir biçimde sona
erip ermediği belirlenmeli, ihbar tazminatına hak kazanıldığının tespiti
halinde söz konusu döneme ilişkin hizmet süresi ve o dönemin son ücreti
üzerinden hesaplamaya gidilmelidir. (Y.9.HD.T.03.06.2021,E.2021/5562,K.2021/9893)
4857/17 gereği iş sözleşmesini fesih etmek isteyen taraf; feshi yazılı olarak ve çalışma süresinin gerektirdiği bildirim süresine bağlı kalarak diğer tarafa iletmekle yükümlüdür. İş sözleşmeleri; * İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, * İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, * İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır. İş sözleşmesini belirlenen bildirim sürelerine uymaksızın fesih eden taraf, söz konusu sürenin ücretini ihbar tazminatı olarak diğer tarafa ödemek durumundadır. Bildirim süreleri bölünemez, kısmen uygulanamaz. Böylesi bir uygulama halinde, tüm bildirim süresi esas alınarak ihbar tazminatı ödenmesi gerekecektir
4857 sayılı İş kanunu 17. madde uyarınca iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa yazılı olarak bildirilmesi esastır. Madde gereğince; 6 aya kadar süren çalışmalarda 2 hafta, 6 aydan 1,5 yıla kadar süren çalışmalarda 4 hafta, 1,5 yıldan 3 yıla kadar süren çalışmalarda 6 hafta, 3 yıldan uzun süren çalışmalarda 8 hafta bildirim süresi uygulanmaktadır. İş sözleşmesini performansa, işçinin davranışlarına, işin, işletmenin veya işyerinin gereklerine dayalı olarak fesih etmek isteyen işveren, feshi yazılı olarak ve bu sürelere bağlı kalarak işçiye iletmekle yükümlüdür. İş sözleşmesini bildirim süresi vermeksizin fesih eden işveren, bu sürenin ücretini ihbar tazminatı olarak ödemekle yükümlüdür. Öte yandan; İş sözleşmelerinin işçi tarafından feshi, işveren tarafından deneme süresi içinde veya 4857/25 ile belirlenen esaslar çerçevesinde feshi halinde işçiye herhangi bir ihbar tazminatı ödenmeyecektir. İş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedenle fesih esasları dışında bir nedenle feshi halinde aynı bildirim süreleri işçi içinde geçerli olup, buna aykırı iş sözleşmesi fesihlerinde işverenin ihbar tazminatı talebi de gündeme gelebilecektir.
İş sözleşmelerinin feshinden önce bildirim süresine bağlı kalınarak diğer tarafa yazılı bildirimde bulunulması esastır. İşten ayrılmak (istifa) isteyen işçi, sağlık nedenleri, iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık veya işin durması benzeri nedenler dışındaki işten ayrılmalarda işverenine bildirim süresini dikkate alarak yazılı bildirimde bulunmakla yükümlüdür. İşçinin kendi isteğiyle işten (istifa) ayrılması durumunda, ayrılmanın nedeni önem taşımaksızın herhangi bir ihbar tazminatı hakkı oluşmamakta, böylesi bir talepte bulunamamaktadır. İşten ayrılmanın yukarıda sayılan nedenler dışında bir gerekçeye dayanması ve işçinin bildirim süresine uymaksızın işi bırakması halinde, işverenin talep etmesine bağlı olarak işi bildirim süresine uymadan bırakan işçi ihbar tazminatı ödemek durumunda kalacaktır.
İşçi önceden haber vermeksizin işten ayrılırsa işveren işçiden ihbar tazminatı talep edebilir; eğer işçinin işten ayrılması haklı bir nedene dayanmıyor ise, işverenin de işçiden ihbar süresine ilişkin ücret tutarında tazminatı talep etmesi yasal olarak mümkündür.
İşverenin ihbar öneli kullandırmaksızın işçinin hizmet akdini feshetmesi mümkündür. İşveren ihbar süresine ilişkin tazminatı peşin ödeyerek hizmet akdini her zaman feshedebilir.
Kanundaki ihbar süreleri asgari zorunlu süreler olup, bu sürelerin sözleşmeler (hizmet akitleri ya da toplu iş sözleşmeleri) ile artırılması her zaman olanaklıdır.
Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne şikâyet dilekçesi verebilir veya İş Mahkemesine gidebilir.
Vardır, a) Gelir Vergisi, b) Damga Vergisi.
İşyerinde yapılan işin sürekli iş olması ve deneme süresinin olmaması durumunda işçi ihbar tazminatına hak kazanır. İş Kanununun 10. maddesine göre, süreksiz işlerde İş Kanununun 17. maddesi uygulanmayacağından, süreksiz işlerde işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz.
İş Kanununa göre 4 yıl çalışmış bir işçi için ihbar öneli 8 haftadır. İhbar önelini kullandırmayan işveren bu süreye ilişkin ücreti işçiye ödemesi gerekir. Bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32 nci maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.
İş Kanununun 17. maddesindeki ihbar önel süreleri belirsiz süreli iş sözleşmeleri için düzenlendiğinden, belirli süreli iş sözleşmelerinde ihbar tazminatı bulunmamaktadır.
İşyerinde fasılalarla çalışmış bir işçinin ihbar tazminatı son çalıştığı süreye göre hesaplanır.
İhbar öneline ait sürede çalışma süresinden sayıldığından, işçi ihbar önelindeki süreye uymadan işi bırakırsa kendi isteğiyle istifa etmiş sayılır ve tazminat hakkı bulunmaz.